“Görmek” sözcüğü aşağıdakilerden hangisinde yanına gidip konuşmak anlamında kullanılmıştır?
Parkta gezerken eski komşumuzu gördüm. | |
Gittiği her yerde büyük saygı görürdü. | |
Sen bizim oraları gördün mü hiç? | |
Bugün şehre inip okul müdürünü göreceğim. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamda kullanılmıştır?
İstanbul’a gidince önce yatacak bir yer aradık. | |
Bu zulme daha ne kadar kör, sağır ve dilsiz kalacaksınız? | |
Yağmur yağınca dam akmaya başladı. | |
Susuz kalan çiçekler yavaş yavaş solmaya başladı. |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir terim kullanılmamıştır?
Zamir, ismin yerine kullanılan sözcüklere denir. | |
Doktor, neşteri alıp ameliyata başladı. | |
Ağacın dalları kışın kırılmıştı. | |
Ay’a gönderilecek astronotlar eğitime başladı. |
Filme yetişmek için çok hızlı yürüyordu.
Bu cümledeki altı çizili sözcüğün anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Vaktinde tamam olmak, bitmek | |
Değmek, uzanıp dokunabilmek | |
Vakit bulmak, yapabilmek | |
Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak |
“Şimdi” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde “birazdan” anlamında kullanılmıştır?
Annem şimdi seni sordu bana. | |
Nasıl yani, şimdi biz işten mi kovulduk? | |
Ahmet de şimdi gelir. | |
Şimdi mi aklına geldi beni aramak? |
Yanında bulundurmak, alıkoymak
• Avlamak
• Gereğini yapmak, yerine getirmek
“Tutmak” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde yukarıdaki anlamlarından biriyle kullanılmamıştır?
Dün on tane lüfer tuttum. | |
Ben Galatasaray’ı tutuyorum. | |
Siz gelene kadar ben çocuğu tutarım. | |
Babam sözünü tuttu ve beni lunaparka götürdü. |
“Koku” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde mecaz anlamda kullanılmıştır?
Yine paranın kokusunu aldı bu kurnaz Selim. | |
Mutfaktan değişik bir koku geliyor. | |
Bu kokuyu nereden aldın? | |
Çiçeklerin kokusunu beğendin mi? |
“Sürmek” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde “önüne katıp götürmek” anlamında kullanılmıştır?
Gidip gelmeniz neden bu kadar uzun sürdü? | |
Dedem dün traktörle arka bahçeyi sürdü. | |
Ellerine yumuşatıcı krem sürmüş. | |
Çoban, koyunları ormana sürdü. |
(I) Dersin başından beri can kulağıyla dinliyordum. (II) Öğretmenimiz ekler konusunu işliyordu. (III) Sözcüğün aldığı ekin kökle bağlantısı olmalıdır, dedi.
(IV) Yani “kel”den kelebek, “sür-”den sürahi olmuyormuş.
Numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde terim anlamlı sözcüklere yer verilmemiştir?
I ve II | |
II ve III | |
III ve IV | |
I ve IV |
“Şafak” kelimesi aşağıdakilerden hangisinde cümleye zaman ilgisi katmamıştır?
Kapayı hızla kapatınca bende şafak attı. | |
Şafak sökerken çıkıp akşam dönüyorum. | |
Yarından itibaren benim şafak otuz altı. | |
Onu şafak vakti gülleri sularken gördüm. |
“Kulak” kelimesiyle kurulan aşağıdaki deyimlerden hangisi farklı bir alana temas etmektedir?
Adamcağız çocuğa göz kulak olmaya çalışıyordu. | |
Herkes kulak kesilmiş bizim muhtarı dinliyordu. | |
Onun bazı sözleri daha önce kulağıma çalınmıştı. | |
Derslerdeki başarısı babasının kulağına gitmedi. |
I. Odanın içi soba dumanıyla dolmuştu.
II. Başaklar daha dolmadan dolu vurmuştu.
III. Yaşı dolunca emekliye ayrılmak istiyor.
IV. Her yaz bu sahiller teknelerle doluyor.
“Dolmak” kelimesi numaralandırılmış cümlelerin hangisinde “olgunlaşmak, erginleşmek” anlamında kullanılmıştır?
I | |
II | |
III | |
IV |