Güzel bir yoldan geçtik. Yol ne asfaltlanmıştı ne de parke taşı döşeliydi. Ama iki yanı ağaçlar ve çayırlarla kaplıydı, harika bir yerdi. Güneş ve masmavi gökyüzü de cabası. Bir gün arkadaşım bana, sevincin “yürekte ışıldayan bir güneş” olduğunu söylemiş, güneşin her şeyi mutlulukla aydınlattığını belirtmişti. Bu doğruysa, benim iç güneşim şimdi her şeyi güzelleştiriyordu.
Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır?
Öyküleme – Betimleme | |
Betimleme – Karşılaştırma | |
Açıklama – Tanık Gösterme | |
Öyküleme – Açıklama |
Ekvatorun çevresi 360 derece olduğundan 360 meridyen bulunur. Meridyenler arasındaki uzaklık ekvator üzerinde yaklaşık 111 km’dir. Bu uzaklık, ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe daralır. Meridyenlerin birleştiği kutuplarda bir nokta halini alır. “0” derece olarak kabul edilen bu meridyen başlangıç meridyenidir.
Parçanın anlatımında, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?
Örnek Verme | |
Tanık Gösterme | |
Karşılaştırma | |
Sayısal Verilerden Yararlanma |
Edebiyatla ilgili olamayan eserlerde dilin düzgün olmasına gerek yokmuş. Ben buna katılmıyorum. Örneğin bir bilim adamı, ne demek istediğini bize iyi kötü anlatıyor mu yetiyor. Cümlesini düzgün, anlatışının rahat oluşuna bakmıyoruz. Onun da bir edebiyatçı kadar dil kullanması gerektiğini aklımıza getirmiyoruz.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?
Açıklama | |
Tartışma | |
Betimleme | |
Öyküleme |
Öyküde; davranışlar, olaylar, durumlar önemlidir; kişiler değil. Kişilikleri ortaya çıkarmak ise romanın işi. Romanla öykü arasındaki en önemli ayrım bu bence. Öykü yüzeyseldir ve daha çok anlatıma kurguya dayanır. Ayrıntılara girmez fazla. Hiç olmazsa gereksiz ayrıntılara. Kısaca, öyküde, sözü edilen her şey işe yaramalıdır, süs yoktur onda.
Bu parçanın anlatımında hangi düşünceyi geliştirme yolu kullanılmıştır?
Örnekleme | |
Tanık Gösterme | |
Karşılaştırma | |
Tanımlama |
Sanat söz konusu olduğunda, roman olsun, şiir olsun, resim olsun, mimarlık olsun birer spor dalı değildir. Sporda biliyorsunuz sürekli rekorlar vardır. Hiçbir olimpiyatta bir öncekine göre kötü skorlar söz konusu olmamıştır, sanıyorum. Örneğin 19. yüzyıl , yazın alanında da resim alanında da büyük bir yüzyıldır; Fransa’da, Almanya’da, Rusya’da 20. yüzyıl ise o kadar da büyük isimler doğurmamıştır.
Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi kullanılmıştır?
Tartışma – Tanık Gösterme | |
Karşılaştırma – Örnekleme | |
Açıklama – Tanımlama | |
Örnekleme –Tartışma |
Ulusal kültür değerlerimiz olan geleneklerimiz, göreneklerimiz, türkülerimiz, halk oyunlarımız, masallarımız, bilmecelerimiz titizlikle korunmalı ve onlara çağdaş nitelikler kazandırılmalıdır. Atatürk de: “Türkiye Cumhuriyeti’nin temli kültürdür. Ulusal kültürümüzü çağdaşlık düzeyinin üstüne çıkaracağız.” sözleriyle konunun önemini açıklamakta ve bize bu hedefi göstermektedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanık Gösterme | |
Benzetme | |
Tanımlama | |
Sayısal Verilerden Yararlanma |
Ağrı Dağı’nın yamacında bir göl vardır. Göl, bir harman yeri büyüklüğündedir. Gölün dört bir yanı kırmızı, keskin kayalarla çevrilidir. Kayalardan göle kadar daralarak inen, yumuşak bakır rengi bir toprak belli bir aşıntıyla yoldur. Bu toprağın üstünde yer yer çok taze yeşil çimen serpilir. Sonra gölün mavisi başlar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Betimleme | |
Karşılaştırma | |
Tanık Gösterme | |
Örneklendirme |
Ülkemizdeki kütüphanelerde 10 milyon 992 bin kitap varken, Bulgaristan’da 46 milyon, Fransa’da 78 milyon kitap bulunmaktadır. 95 kişiye bir kahvehane, 65.000 kişiye bir kütüphane düşen 70 milyonluk ülkemizde günlük gazete satışları da 4-5 milyonu geçmemektedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanık Gösterme | |
Öyküleme | |
Benzetme | |
Sayısal Verilerden Yararlanma |
Her pencerede kırmızı toprak saksılar ve gaz sandıkları… Saksılarda al, beyaz, mor sardunya, küpe çiçeği, karanfil… Ta köşede bir mor salkım çardağı altında, civarın en işlek çeşmesi vardır. Bütün bunların arkasında tiyatro dekorunu andıran beyaz, uzun, ince minare…
Bu parçada kullanılan anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
Öyküleme | |
Karşılaştırma | |
Betimleme | |
Tanık Gösterme |
İhtiyarın etrafındaki askerler birbirine bakıştı. Bir çığlıktır koptu. “Beye haber verin. Beye haber verin!” diye bağrışıyorlardı. İhtiyarın kollarına girdiler. Kuş gibi deniz kenarına uçurdular. Bir sandala koydular. Büyük bir kadırgaya çıkardılar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanımlama | |
Öyküleme | |
Karşılaştırma | |
Tanık Gösterme |
Bir kültürün özü asla değiştirilemez ve bütünü ile başka bir kültüre dönüştürülemez. Böyle olursa, artık o toplumdan eser kalmaz. O toplum bambaşka bir toplum haline gelir. 10. yüzyıla kadar bir Türk kavmi olan Bulgarların, bu yüzyıldan sonra uğradıkları kültür değişimi ile Slav kavmine dönüşmüş olmaları bu öz değişikliğinin tipik bir göstergesidir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Karşılaştırma | |
Tanık Gösterme | |
Tanımlama | |
Örneklendirme |
Kültür ile medeniyet, aralarında karşılıklı ve sürekli ilişkiler olmakla birlikte, aslında birbirinden farklıdır. Kültür milli, medeniyet milletlerarası yani evrenseldir. Medeniyet aklın, bilimin ve tekniğin ürünüdür. İnsanlara daha rahat ve konforlu yaşama şartları hazırlama hedefine yönelmiş teknik gelişmelerdir. Bundan dolayı medeniyetin milleti yoktur. Kültür ise bir millete ait ve o millete özgü değerler bütünüdür. Milletin yaşam tarzını yansıtır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanık Gösterme | |
Sayısal Verilerden Yararlanma | |
Örneklendirme | |
Karşılaştırma |
Kültür, bir toplumu millet haline getiren ve milletten millete değişen değerler bütünüdür. Bir insan topluluğunun yüzyıllarca devam eden ortak yaşayışından doğan maddi ve manevi değerlerinin, birikimlerinin ve davranış biçimlerinin toplamıdır. Bir milleti öteki milletlerden ayıran yaşayış tarzı, o millete özgü, duygu ve düşünce birliğinin oluşturduğu ortak ruhtur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanımlama | |
Karşılaştırma | |
Örneklendirme | |
Betimleme |
Güneş, görünümüne bir sonsuzluk verecek kadar geniş tarlaları kasıp kavurur, patikalar bembeyazdır, çitler alçak ve çamurlu, gökyüzü renksizdir. Bu vadide ise, dünya sanki daha ufak ve narin bir ölçüde kurulmuş gibidir. Etrafı çevrili tarlalar o kadar küçüktür ki çitler, yüksekten bakılınca, otların soluk yeşili üzerinde gerilmiş koyu bir ağ gibi görünür.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerinden yararlanılmıştır?
Öyküleme – Karşılaştırma | |
Betimleme –Benzetme | |
Örneklendirme – Tanımlama | |
Öyküleme – Tanık Gösterme |
Ticaretle uğraşan kişi, kar ettiği gibi zarar da edebilir. Bu olasılığı unutmamalı. Bunun gibi dünyanın her yerinde, her şey bir karşıtlık içindedir. “Ak” olmadan “kara”, “eğri” olmadan “doğru” olmaz. Her şey karşıtı ile değer taşır. Örneğin “tembellik” olmasa “çalışkanlık”ın değeri belli olmazdı.
Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?
Benzetme | |
Tanımlama | |
Tartışma | |
Zıtlıklardan Yararlanma |
Pırıl pırıl bir Akdeniz kasabası, bütün görkemiyle akşam. Körfez, deniz, ışıklar… Sihirli bir gecenin denizi. Dalgaları, ışıkları, ışıklı masaları fenerli bahçeleri… Bir yerlerden yükselen akordeon sesleri. Ilık ılık esen bir yel. Yelin getirdiği deniz kokusu… İşte bir Akdeniz kasabasında akşam... İyi ki gelmişiz.
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmamıştır?
Görsel ögelerden | |
Dokunma duyusundan | |
Koku alma duyusundan | |
Tat alma duyusundan |