Bir sanatçıya özgü tekniktir. Sanatçıya özgü renktir, söyleyiştir, güçlenmedir. Sanatçının duyuş, görüş, anlayış ve anlatıştaki özelliğidir üslup.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Betimleme | |
Açıklama | |
Tanımlama | |
Örneklendirme |
Fıkrada yazar, günlük olaylarla ilgili kişisel görüş ve düşüncelerini kanıtlama amacı gütmez. Makalede ise yazar görüş ve düşüncesini savunmak, kanıtlamak zorundadır.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Tartışma | |
Örneklendirme | |
Tanımlama | |
Karşılaştırma |
Vecizeler ve atasözleri bir milletin ne kadar derin ve yüksek düşünebileceğini gösteren bir ölçü olduğu gibi, genel düşünüşe az veya çok etki ederek, onlara yön verirler. Bundan dolayı güzel sözler bir milletin genel düşünüşünün en seçkin ve olgun örnekleridir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Betimleme | |
Açıklama | |
Örneklendirme | |
Tanımlama |
Öğretmen yetiştirme işini çok ciddi biçimde ele almak gerekir, bu konudaki ihmal hiç bağışlanmayacak bir hatadır. Ülkemiz bu konuda daha fazla ihmale dayanacak güçte değildir. Öğretmenin yanlışı, hatası ya da iyi yetiştirilememesi toplumun mahvolması sonucunu doğurabilir. Atatürk: “Bir memleketin milli ordusu, ne kadar kuvvetli olursa olsun, irfan ordusuna sahip olmadıkça o memleket uzun ömürlü olamaz. “ diyerek öğretmenin önemini açıkça ortaya koymuştur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
Tanık gösterme | |
Öyküleme | |
Örneklendirme | |
Açıklama |
Tarih yazanlar; kişiliklerine, eğilimlerine, içgüdülerine, çıkarlarına, düşüncelerine göre davranırlar. Bunlar da ayrı ayrı yanılmalara götürür onları, onların ardı sıra kuşakları. Paul Valery: “Tarihe bağlanmak tehlikelidir; çünkü ne ararsanız bulursunuz onda.“ der.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Örneklendirme | |
Öyküleme | |
Tanık gösterme | |
Açıklama |
Ümran Kurşuncu, şiirlerinde sadece aşkı işlemiştir. Fakat onun şiirlerindeki aşk bizi korkutmaz, karamsarlığa itmez. Ebru Tezel ise dizelerinde bir sürü konu işlemiştir ve bizi farklı duyguların içerisine itmiştir.
Bu paragrafta düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?
Tartışma | |
Örneklendirme | |
Tanımlama | |
Karşılaştırma |
Uzun boylu, iri bir adamdı. Saçları uzundu, sakalı vardı ama her zaman temiz ve bakımlıydı. Lacivert takım elbise, mavi gömlek, turuncu kravat sürekli olarak giydikleriydi. Unutmadan ayakkabıları da daima boyalıydı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Betimleme | |
Açıklama | |
Tanımlama | |
Örneklendirme |
Refik Halit Karay’dan “Sürgün”, Tarık Buğra’dan “Ankara”, Yaşar Kemal’den “İnce Mehmed”, Peyami Safa’dan “Sözde Kızlar”, Mehmet Rauf’tan “Eylül”… Daha nice romanlar var özlediğim.
Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme yöntemlerinden hangisine ağırlık verilmiştir?
Tartışma | |
Örneklendirme | |
Tanımlama | |
Karşılaştırma |
Onun şiirleri damarlarımızda dolaşan kandır. Sağlıklıdır. Vücutta her dolanışında yeni fikirler, duygular taşır, dönüşünde ise eski, çirkin duyguları yerinden söküp alır. İnsanı alır, akciğerin ferahlığında kötü hislerinden arındırır.
Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme yöntemlerinden hangisine ağırlık verilmiştir?
Karşılaştırma | |
Tanımlama | |
Benzetme | |
Açıklama |
Gerçekte, gazete okurunun edebiyata, edebiyat ürünlerine bakışı da, dergi okurununkinden apayrıdır. Dergi okuru daha uzmanlaşmıştır. Bir yıl önceki yazınızda aynı konuda ne dediğinizi anımsar ve karşılaştırır bugünküyle. Gazete okuru ise günün uğraşıları içinde şöyle bir göz atıverdiği yazıdan, o anda bir şeyler çıkarmak, somut bir şeyler edinmek ister.
Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme yöntemlerinden hangisine ağırlık verilmiştir?
Benzetme | |
Tanımlama | |
Karşılaştırma | |
Açıklama |
Bir sürü kuş bir anda yuvalarına çekiliverdi. Hayretler içindeydim. Böyle olması için görünürde bana göre bir sebep yoktu. Hepsi de çiçekler ve yapraklar arasındaki yuvalarına dönmüş ve etrafı seyrediyorlardı, sanki kendilerini izleyenleri izliyorlardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
Örneklendirme | |
Öyküleme | |
Tanık gösterme | |
Açıklama |
Kent, ayaklarının dibinde dilsiz, ölü gibi yatıyordu. Yukardan bakıldığında yaygın bir renk lekesinden başka bir şey olmayan deniz de öyle! Kıpırtısız bir sessizlikte kent, deniz, tepeler hepsi bir bütünmüş gibi gözüküyorlardı. Delifişek bir sanatçının biçimlendirip boyadığı sokak fenerlerinin sarı benekleriyle çizilen çizgilerin böldüğü, kestiği sanki hep aynı maddeydi. Ay ışığı o rengi değiştirmiyordu. Biçimleri belirginleşen cisimler aydınlanmıyor, ışıkla buğulanıyordu.
Bu parçada kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
Tartışma | |
Betimleme | |
Öyküleme | |
Açıklama |
Doğrudur, şairin diline karışılmaz! Ne var ki, dil bir toplumun içinde yaşayan insanların anlaşma ihtiyacından doğmuştur. Böyle bir görevi olan dili, -yazılan şiir de olsa- anlaşılmamak için kullanmak doğru olmaz. Çünkü şiiri yaşamak, okuyucuyla şiirin kaynaşmasıdır. Bu bakımdan, şairin yazdığı yalnız kendisinin değil, bir o kadar da okuyucunundur. Öyleyse şair, anlaşılmayacak bir dil kullanmamalıdır.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi kullanılmıştır?
Tartışma | |
Benzetme | |
Karşılaştırma | |
Tanık gösterme |
İyona bir kızak sürücüsüdür. Kıt kanaat geçinir. Yardımcısı olan oğlu, humma hastalığına yakalanır ve ölür. Ama o, kışın dondurucu soğuğunda çalışmak zorundadır. İçini yakan derdini dökmek için kızağına binen her müşteriye açılmak ister. Ancak ölen kendi oğlu, acı da kendi acısı olduğu için anlattıkları müşterilerin bir kulağından girer diğer kulağından çıkar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmıştır?
Açıklama | |
Öyküleme | |
Tanık gösterme | |
Karşılaştırma |